Iran’ın Kürtleri Uzun Vadede Çökertme Planı
Doğu Kürdistan, coğrafi olarak Kuzey Güney hattında yüksek dağların hâkimiyetindedir. Bu yapı ekonomiye de yön vermektedir. Yüksek dağlarda hayvancılık ve kışla ile yayla arasında iç göç egemendi. Meyvecilik ve sebze yetiştiriciliği dağların eteklerinde, sulak alanlarda yaygındı.
Ancak İran devleti özellikleri bozdu. Hakimiyetinden uzak olan coğrafyayı kontrol etmek için Kürtleri köy ve kentlere yerleştirmeye yöneldi. Bunun için askeri zor yollarını dahi kullandı. Yine nehirler üzerinde barajlar inşa ederek coğrafyayı, ekonomiyi, enerji kaynaklarını kontrol etmeye çalıştı.
Ancak bütün bunlar daha ziyade zarar verdi. Örneğin Aras nehrinden Urmiye gölüne değin 13 baraj inşa etti. Bu barajların su ihtiyacı Urmiye’yi, kenti, gölü kuruttu. Yörenin tarıma, balıkçılığa, hayvancılığa dayalı ekonomisi bitti, gölün kurumuş tuzlu zemini rüzgarla birlikte araziye yayıldı. Verimli tarımsal alanlar yanarak üretken kapasitelerini kaybetti. Çölleşme ve kuruma artık normal yaşam şartlarını dahi ortadan kaldırdı.
Doğal nehir yataklarının sağladığı sulama olanaklarından da yararlanamayan halk tarım ve hayvancılık yapamadı. Kentlere büyük göç başladı. Ancak burada biriken toplumu istihdam edecek sanayi ve yatırımlar söz konusu değildi. Devletin kalkınma amacına yönelik politikalarından ziyade faydalanma ve çıkarlarını kollamaya dayalı anlayışıyla organize edilen bir ekonomi oluşturuldu.
Askeri güçler, başka bölgelerden getirtilen bürokratlar, sınırlı sayıda halktan devlete yakın duranlar ekonomik birimleri yönetmeye ve kaynakları kullanmaya başladılar. Kişisel veya kamusal yatırımlar yoluyla oluşturulan atölyelerde gençler oldukça ucuza çalıştırıldı. Mesela bu atölyelerde üretilen ve tüm dünyaya yayılan Kermanşah halıları ünlüdür. Kürt desenleriyle bezeli bu halılar İran halısı adıyla nam salmıştır.
Yine yönetici elit bölgede kaçak ticareti organize etmektedir. Yasalar ve yönetmeliklere göre yasaklanan içkilerden, kullanım malzemelerine kadar birçok ürün yine bu yöneticileri eliyle kaçak olarak İran’a sokulmaktadır. Kaçak ticaretin en yoğun geçiş alanı ise Doğu Kürdistan’dır. Bu sektörde çalışan, hizmet edenler Kürtlerdir. Çoğu zaman kaçakçılıkla suçlanmakta ve Türk, İran, Irak askeri güçleri tarafından katledilmektedirler.
Kürtler İran’da sadece etnik olarak değil dinsel olarak da Sünni olmaları nedeniyle Şii İran yönetimi tarafından dışlanmaktadır. Eğitimden aldıkları pay ve katılım oranı en düşük bölgelerden biridir Kürt coğrafyası. Mesleki gelişimin yetersizliğine paralel olarak işsizlik de yüksek düzeydedir. Sanayi yatırım hacmi en düşük düzeydedir. Bu insanların hak arayışının baltalanması için rejim eliyle uyuşturucu satışı ve tüketimi, fuhuş ve kriminal faaliyetler bizzat organize edilmektedir.
Tüm Kürdistan’ın, Diyarbakır, Hewler dahil en büyük nüfusuna sahip kenti Kermanşah’dır. Ancak küçük atölyeler haricinde sanayi, tarım ve ticaret adına ciddi yatırımlar mevcut değildir.
Devletin stratejik noktalarda kurduğu silah sanayi, askeri üsler, teknik yatırımlar ise tamamen Kürtlerin uzak tutulduğu yatırımlardır. Bu vesileyle Farslar ve Acemler/Azeriler Kürt coğrafyasına yerleştirilmiş, demografik yapıya ait bütünlük de parçalanmıştır.
Oysa genç bir nüfus, doğal tarımsal alanlar, maden yatakları, hayvan potansiyeli esas alınırsa hem istihdam yeni alanları yaratılabilir hem sanayi geliştirilebilir, hem de nüfusun mesleki, kültürel ve toplumsal gelişimi sağlanabilir. Bu anlamıyla demokratik, katılımcı ve herkesin kendini ifade edeceği bir sistemin gereği elzemdir. Ancak bu şartlarda ekonomi de iç ve dış yatırımlar artabilir, toplumsal katılım ve gelişme mümkün olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder