Kurtleri ne birlestirir
Yıllar sonra gittiğim Berlin’de karşılaştığım bir arkadaş, “Kürtleri kültür birleştirir“ dedi. Bir Kürt Film Festivali’nde tanık olduğu görüntüden bu kanıya ulaştığını belirten arkadaşım, her parçadan Kürtleri birarada görünce oldukça duygulandığını ifade etti…
Bir süredir Kürdistan Ulusal Kongresi’ni (KNK: Kongreya Netewî ya Kurdistanê) temsilen bir heyet, Başûrê (Güney) Kurdistan’da Başûr, Bakur, Rojhilat ve Rojavalı siyasi oluşumlar, aydınlar ve kanaat insanlarıyla Kürt ulusal birliğine yönelik tartışmalar yürütüyor. Bu tartışmaların, ulusal birlik çalıştayı gibi platformlarla daha somut adımlara dönüşmesi için titiz bir çaba yürütülüyor. Özellikle Rojava-Kuzey Suriye’de gün geçtikçe daha da olgunlaşan siyasi statü koşulları ve Başûr’da Eylül ayında yapılacağı ilan edilen ‘bağımsızlık referandumu‘ ile birlikte ele alındığında, KNK’nin ulusal birlik çalışmasının ne kadar önemli ve yerinde olduğu daha net görülür…
Tüm Kürtlerin rızalığını almış ve uluslararası alanda muhatap alınacak ulusal iradi bir organın geliştirilmesi, elbette tarihi gelişmelerin yaşandığı günümüzde Kürtleri daha güçlü bir konuma getirecektir. Ancak, bölgesel koşullar ile yerel ve uluslararası aktörlerin bölgeye ilgisi ve Kürt coğrafyasının bölgesel siyasi gelişmeler için adeta ameliyat masası işlevi görüyor olması, Kürtlerin ulusal birliğini ve ulusal bir Kürt iradesinin ortaya çıkışını engellemekte ve zorlaştırmaktadır. Yani birlik; Kürtler için her zamankinden daha fazla büyümüş bir umut ama rasyonel olarak hala mayın tarlasında bir yolculuk gibi…
Henüz, “Kürtler birlik olmaya çabalıyor ancak bölgesel ve uluslararası güçler bunu engelliyor“ noktasına gelmeden; Kürt siyasi oluşumların Kürtlerarası siyasetteki tavır ve söylemlerinin, ortak ulusal algı ve reflekslerin gelişmesinin önündeki en ciddi engellerden birini teşkil ettiğini görmek gerekiyor. Kürtler Ortadoğu‘da demokrasiden en fazla bahseden halk iken, o demokrasiyi en az birbirlerine karşı kullanıyor gibiler. Onyıllardır her parçada devam eden Kürt Özgürlük Mücadelesi her partinin veya oluşumun ‘kendi Kürdü‘nü yarattığı bir realiteyi de ortaya çıkarmış durumda. Bir kesim diğerini işbirlikçi görür, diğer kesim ise berikini Kürdistani bakışa sahip olmamakla eleştirir. Neredeyse her partinin kitlesinde kendisine has bir Kürt ve Kürdistanilik algısı şekillenmiş durumda.
Koşullar ve gelişmeler karşısında, Kürt siyasi oluşumları sosyal alanı tali plana itmeye, toplumsal zemindeki sorunları bilinmez zamanlara ertelemeye zorlanıyor. Bölgesel ve uluslararası egemen güçlerin, Kürtleri sahada sadece ‘savaşçı bir güç‘ gibi konumlandırmak istemeleri de sosyal alandaki sorunların hep ikincil plana itilmesine, siyasal alan ve silahlı direnişin hep en öncelikli konu olarak ele alınmasına yol açıyor. Bu da, toplumsal sorunları gün geçtikte daha da derinleştiren ve egemen devletlerin inkar ve imha siyasetleriyle beceremediğinin, zamana yayılarak kendiliğinden gelişmesine yol açıyor. Sonuç olarak da; toplumu bir arada tutan toplumsal kültür, sosyal değerler ve algılar gün geçtikte daha fazla yozlaşıyor, toplum nezdinde etkisini yitiriyor.
KNK’nin yürütmekte olduğu ulusal birlik çalışmasından yola çıkarsak; Kürt partileri, oluşumları ve aydınlarını bir araya getirmek şüphesiz bir başarı ama önemli olan Kürtleri toplum olarak biraraya getirecek kampanyaların geliştirilebilmesi ve bunun için tüm siyasi oluşumların aynı motivasyona yönlendirilebilmesidir. Siyasi oluşumların buluşmasını beklemeden ve ulusal birlik konusunu yalnızca siyasilerin biraraya gelmesi noktasına indirgemeden, her dört parçadan Kürtlerin biraraya gelmesi, siyasileri de biraraya gelmeye zorlayacaktır. Bu nedenle ulusal misyon yüklenmiş kurumlar, Kürtleri buluşturacak sosyal projeleri de en az siyasal projeler kadar gündem yapmalı, gündemde tutmalıdırlar.
Ulusal yaklaşım için tüm toplumda psikolojik etki yapacak kampanyalar önemli. Bu konuda örneğin Güney Kürdistan’da (Başûr) Eylül ayında yapılacağı duyurulan ‘bağımsızlık referandumu‘ desteklenmelidir. Bu konuda, Başûr’da bağımsız bir devlet için koşulların olup olmamasına ve ‘bağımsızlık‘ kavramının içeriğine takılıp kalınmadan bu kampanya desteklenmelidir. Şüphesiz; Başûr’da bir devlet oluşumu için koşullar yeterli değil ve olan koşullar da son yıllarda KDP yönetimi tarafından ortadan kaldırılmış durumda; parlamento işlemiyor, muhalefet Hewlêre giremiyor, KDP lideri Mesut Barzani iki yıldır seçilmeden fiili başkanlık yürütüyor ve federe bölgenin kaynakları KDP tarafından kontrol ediliyor vs. Bağımsızlık kavramının içeriği ise başka bir tartışma konusu…
Ancak tüm bunlara rağmen Kürt toplumsallığında ‘bağımsızlık‘ ve ‘devlet olma‘ algısının toplumsal değerlere daha fazla sahip çıkma ve ulusal birliğe daha fazla motive olma eğilimini güçlendirdiğini görmek gerekiyor. Bu açıdan; KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın, “Bağımsızlık referandumu demokratik bir haktır, buna kimsenin karşı çıkmaması gerekir“ ifadeleri, gelişmelerin Kürt siyasetini de yeterince olgunlaştırdığını göstermektedir. Kürtlerin yanı sıra, Kürtlere yönelik inkar ve imha siyasetinde ısrar eden Türkiye, İran ve Suriye gibi bölgesel güçler ile tüm uluslararası kamuoyu da ‘bağımsızlık‘ tartışmasıyla, Kürtlerin bir siyasi ve toplumsal irade olarak artık gözardı edilemeyeceği gerçeğini kabul etme mecburiyetiyle karşı karşıya kalacaktır…
Yani; “Kürtleri kültür birleştirir“ fikri yabana atılmamalı. Kürt birliğinin yolu, siyasilerin biraraya gelebilmelerinin yanısıra, en başta da Kürtlere aynı ülke ve coğrafyanın aynı kaderine sahip insanları olduğun hatırlatacak sosyal ve kültürel projelerin geliştirilmesinde ve hep gündemde tutulmasında geçmektedir. Şüphesiz birlik, Kürtleri her açıdan güçlendirecektir
HALIL DALKILIC
Yorumlar
Yorum Gönder